Hayalet hastalık ‘lyme’a dikkat: 300 hastalığı taklit ediyor – Son Dakika Sağlık Haberleri
Bahar aylarında açık havada geçirilen sürenin artmasıyla birlikte dış enfeksiyonların görülme sıklığı da artabiliyor. Özellikle bu dönemde kenelerin neden olduğu Lyme enfeksiyonu hastaların hayatını bozan belirtilerle kendini gösterir. Sadece keneler yoluyla bulaştığına inanılan Lyme enfeksiyonunun sinek, hamamböceği, tahtakuruları, hamamböceği ve akrep gibi bazı parazitlerin yanı sıra bit ve pire gibi vektörler (taşıyıcı, aracı) yoluyla da bulaşabileceği belirtiliyor. kedilerle birlikte gelenler. Bu nedenle açık alanlarda vakit geçirirken daha dikkatli olmanız gerekir. Enfeksiyon hastalıkları uzmanı prof. Dr. Vedat Turhan, Lyme enfeksiyonunun bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
“ALGILANMASI DA ZOR”
Profesör. Dr. Vedat Turhan, şunları söyledi: “Lyme o kadar bulaşıcı bir hastalık ki, Kuzey Yarımküredeki tüm ülkeleri etkileyen bir salgın sorundur. Ülkemizde de sıklıkla görüyoruz. “Genellikle hayalet hastalık olarak adlandırılan Lyme enfeksiyonunun tespit edilmesi zordur çünkü 300'den fazla hastalığı taklit eder” dedi.
TÜRKİYE'DE YAYGIN
Lyme enfeksiyonunun başlangıç evrelerinde hastalarda ateş görülebileceğini belirten Prof. Dr. Vedat Turhan, şunları söyledi: “Amerika ve Avrupa gibi bölgelerde sıklıkla görülen Lyme’den ülkemizde şüphelenilmiyor ancak Lyme de görülebiliyor. Türkiye'de sıklıkla. Uzun süreli yerleşik Lyme vakalarında yüksek ateş neredeyse hiç görülmez. Yeni başlayan Lyme vakalarında yani akut Lyme vakalarında kan testlerinde “CRP” ve “WBC” seviyelerinde yükselmeler görülse de, uzamış Lyme hastalarında bunlar genellikle normal veya çok hafif, anlamlı olmayan yükselmeler gösterir. Bu nedenle Lyme vakaları sıklıkla gözden kaçmaktadır. Ancak akut ve uzamış veya kronik Lyme enfeksiyonu tüm Kuzey Yarımküre'de olduğu gibi Türkiye'de de önemli ve oldukça yaygın görülen hastalıklardır” dedi.
SİNEK VE PİRELERDEN DE BULAŞABİLİR
Lyme'ın sadece kene yoluyla bulaşan bir hastalık olmadığını kaydeden Prof. sinek, böcek, tahtakurusu, hamam böceği, akrep gibi canlıların yanı sıra kedilere eşlik eden bit ve pire gibi vektörler (taşıyıcılar, aracılar) da bulunmaktadır. Yine son yıllarda daha iyi anlaşıldığı üzere Lyme eşler arasında cinsel yolla da bulaşabilmektedir. Yine anneler Lyme hastalığına yakalanmışsa, gerek hamilelik sırasında taşıdıkları plasenta yoluyla fetüse, gerekse göbek kordonu adı verilen beslenme ve dolaşım köprüsü yoluyla bu bakterileri farkında olmadan fiziksel olarak yavrularına aktarabilirler.
MITA 300 HASTALIKLAR
Lyme enfeksiyonunun semptomlarının çok fazla olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Turhan, şöyle konuştu: “Lyme 300 farklı hastalığı taklit edebiliyor. Güçsüzlük, yorgunluk, parmaklarda veya diz, kalça gibi eklemlerde sertlik, vücudun farklı yerlerinde uyuşma ve karıncalanma, kadın hastalarda adet düzensizlikleri, bazen adım atacak güç ve kuvvette olamama, baş dönmesi, uyuşukluk, sürekli, yer değiştirme. Bunlar eklem ve kas ağrılarında azalma, baş ağrısı, kulaklarda çınlama ve uğultu, gözlerde uçuşma, göz kuruluğu, göz kapaklarında veya kollarda, bacaklarda veya gövdede kas seğirmesi, irritabl bağırsak, huzursuz bacak sendromu, beyin yorgunluğunu içerir. Yüksek tansiyon atakları semptomlardan bazılarıdır. Hastalar sıklıkla enfeksiyon bölümleri yerine nöroloji, ortopedi, kardiyoloji gibi branşlara gitmekte ve Lyme yerine farklı hastalıkların tanısı konulabilmektedir. Hastanın bağışıklık sistemi güçlü ise bu enfeksiyon kendi kendine sınırlanabilir veya hafif rahatsızlıklarla yaşamaya devam edilebilir. Ancak kronik Lyme hastaları teşhis edilmediği sürece semptomlarla yaşamaya devam edecek” dedi.
TEMEL TEDAVİ ANTİBİYOTİK İLE YAPILIYOR
Kronik Lyme hastalığının tanısının belirli testlerle konulabildiğini kaydeden Prof. Dr. Turhan, sözlerine şunları ekledi:
“Tanı, enfeksiyon uzmanları tarafından fizik muayene sonrasında Borrelia burgdorferi bakterisinin vücutta varlığını inceleyen ELISA veya IFA antikor testleri ile konulur. Antikor testleri pozitif ise Western blot testi ile doğrulama yapılır. Bazı durumlarda klasik antikor testleri sıklıkla yanlış negatif sonuçlar verebilmektedir. Bu nedenle alternatif testler de bu noktada karanlık alan mikroskobunun rutin teşhis kapsamına dahil edilmesi ve tanı kaosuna son verilmesi mümkündür. Bu nedenle asıl tedavi antibiyotik tedavisidir. Günümüzde IVIG, plazmaferez, bazı spesifik gıda takviyeleri ve tüm vücut hipertermisi gibi uygulamalar uygulanabilmektedir.